25 Mart 2014 Salı

23 Aralık 2013 Pazartesi

Bağbozumu Şarkıları, Şükrü Erbaş

"Aşkı gövdeden doğuran dünya
Sen koydun bu kalbi bu güzelliğin önüne
Ayrılığa bırakma beni
Ölüm bir gün nasılsa sürecek hükmünü..."

Gecikme




"Aşktan öte gerçeklik yok. Her şey dünyada olur. Sevincinizi sevin."

Işıma




"Damla damla akıyorsun gözlerimden"
*
"Şimdi yanında olsam, ağzını dinlesem, saçlarını giyinsem, güzelliğinin göllendiği yatağı sevsem, sevsem..."
*
"Öyle bir hayal ecesisin ki, her yer sensin. Usul usul dökülen mimozalar, azalan limon çiçekleri, ayaklanan hanımeliler, deniz yaprakları, gülen güneşler, rayiha bahçeleri, bulut rüzgârlar... Tanrı da senin gibi var oluyor dünyada."
*
"Yastığa başını koyduğunda başucundaki boşluğa bak. Ayrılık diyordun ya... "
*
"Uyandım. Yastığıma bir daha şükrettim. Birazdan kalkacaksın. Odan can bulacak. Eşyalar kirpik kirpik uyanacak. Aynan bayram yeri. Su değil parmakların akacak musluktan. Terlikler ayaklanacak. Giyindiğin her şey teninle sarhoş. Pencere, korunun rüzgârıyla öpecek ensenden. Işık, ışığa karışacak. Ben, bütün bunların ortasında, titreyerek bakacağım sana. İnsan nasıl ağlamaz bu büyük masala. Günaydın, beni doğuran sabah."

Işık Heceleri




"Seni değil
Kendi etimi öpüyordum ben.
Ey mazlum hayal, kanatlı yalnızlık
Sensin bütün arzulardan esen."

Ay Tutulması ya da Şeb-i Gam




"Sevgilim, çemberciğim, arapbülbülüm
İki gözün kocaman iki gökyüzü
Neden ağladığımı soruyordun ya sevişirken
Bahçemizde nar ağacı yoktu bizim
Senin ağzın yoktu gövdemiz tarazlanırken
Arzular kaşımızda başlar kirpiğimizde biterdi
Ağlamıyordum

Benim geçmişimi senin geleceğini seviyordum..."

Bahçemizde Nar Ağacı Yoktu




"Sevgilim
Yoksulluktur biraz da
Yüzünde gamzelenip duran sözlerim..."

Bumerang




"Sevgilim
Önce ölümden, sonra senden doğdum ben."

Çiçeksiz Kapı




"Kimse kendinden bir yere gitmiyor
Yaşıyoruz sessizce yaramızı severek."

Bahçe, Çiy Taneleri, Yıldızlar




"Yazmasaydım, yaşamamış olacaktın."
*
"Kaç gündür aklımda kirpiklerinin gölü
Boğulmuş bir zamana bakıyorum saygıyla."
*
"İnsanın yarası sağken iyileşir.
Bu sözle ışıdığım gecenin sabahı 
Otuz dört çocuğu öldürdüler."
*
"Sözüm ağzında kaldı
Kime ne söylersen söyle
Benden başlayacak cümlen."
*
"Susmak iyileştirmiyor yarayı
Yeni yerlere varıyor eski sözler."
*
"Ölüler gökyüzüne gömülseydi keşke..."

Yanılsamalar

28 Kasım 2013 Perşembe

AY-RI |, Birhan Keskin


Kirli ve kopuk sesler var aramızda 
suç bu.

...gecenin ortasından bir garson geçiyor,
bir bardak bölüyor karanlığı...

Bak, bir kağıtta notlar var, sana yazılan
'ben şimdi uzaklarda bir fırtınayım
gece geçen tren seslerine karışan.'

Uzak ve kirli sesler var aramızda
suç bu.

... baharı ve kışı özlüyorum aynı anda
sonra yaşlanıyorum giderek
sandalyeleri çağrıştırıyor bu müzik bana...

Bak, şiirin ortasından bir garson geçiyor,
lavanta kokuları
ve ilk günler geçiyor ayrılığın ortasından
bardaklar ve çaylar geçiyor hatta.

Kirli ve üzgün sesler var aramızda
salon ışıklı, bazen gölgeli... garson fraklı,
piyanist yelkenli,
sen eskiden...
sen eskiden...
kırılganlığım geçiyor odalardan
suç bunun adı.

Bak, bütün tınılar isyan
bütün kemanlar gece
duysana, kopuk ve uzak bir şeyler var aramızda
ya beni bırak,
ya sarıl bana.

12 Kasım 2013 Salı

Kraliçenin Evinde, Sait Faik

"Sahiden güzel gözleri var. İçinde bir tek renk yok gözlerinin; birçok renkler var. Yeşil var, eflatun var, bir ara mavi var, kahverengi var, ela var, bu arada birçok güneş ışığı var. Pırıltıdan ve renkten öyle nasibini almış gözler ki ela gözlüdür, diyorsunuz, değil. Lacivert, yeşil; ne münasebet! Kahverengi; hayır efendim! Birbirinden renkleriyle ayrılan bir sürü maden ve taşı bir havanda dövünüz. İçinde bakır da olsun, altın da, demir de olsun, gümüş de, platin de; granit de olsun, zebercet de, zümrüt de, inci de olsun, kum da... Bunların üstüne güneş ışığı vurun, sonra birdenbire bir ay ışığı geçin: İşte İnci Hanım'ın gözleri."

7 Kasım 2013 Perşembe

Mutsuza Kim Bakacak, Didem Madak

"İki sigaram kaldı bu gece için
Yüzyıl yetecek çocukluğum, 
İki muhabbet kuşum, 
Biraz da ateşim var.
Dua ediyorum ateşe,
Vazgeçsin diye beni yakmaktan bu gece.
Dünyanın bütün sabahları için iki bilet al maviş anne.
Aman umutsuz bir yer olmasın!"

12 Ekim 2013 Cumartesi

Boğaz'da İntihar, Küçük İskender

...

Sonra başını omzuma koydu
Omzumu orada bırakıp kalktım, uyusun biraz çocuk
Zaten saysan saysan kaç şiirdir ki bir şair
Saysan saysan bir hayat kaç hikâye
Bir tayyare daha uçtu içinde bin bir çeşit suçlu

Neyse... Anlatacağım sadece buydu

Kibar Manyak, Küçük İskender

...

Yeni bir sevgili edinmişsin, artık o yağmur getirir sana
O yıkar ellerini yavaş yavaş ovarak
Sigarana esrarı o kırar, rakını o doldurur, o öper seni
O öper ben gömerim seni, seni benden başkası güzel gömemez
Ben gömdüm mü seni, nereye gömdüğümü kimse bulamaz
Sen aralarına karış kaybol diye bir müzik grubu kurdum kalabalık
Aralarında tek nota bilen yok, hepsi ismini biliyor sadece

Sabaha karşı, mahcup bir şey buldum sokakta
Sarhoştum ama yine de son ana kadar hayattaydım o gece