I
Kalbimden ayağınaydı yolum,
Gördüm, hep seni gördüm.
Kara gecede, kara uykuda yürüdüm.
Bomboştu her şey, elimde bir dünya tarağı
Gök ağlıyordu, ben zülfünü ördüm.
Kubbem yok ki benim, bir tepsinin kenarında uykum
Dönersem, aşağ'sı çok yüksek
Düşeceğim nasılsa gördüm.
Dünya beni sarmazdı sarmalamazdı döndüm.
Gök ağlıyordu, ben zülfünü ördüm.
II
Kalbimin günbatısı, bu buz kesiği
bendeki lal, bu bendeki mıh,
söktüm senindir, sana bağışladım
ağaran saçımı, senindir, al.
Birhan Keskin
30 Eylül 2013 Pazartesi
16 Eylül 2013 Pazartesi
Yenilgi Günlüğü, Turgut Uyar
vakit akşamdı. ikinci gün
vakit akşamdı.
birden bazı yerlerde ışıklar yandı
ayrıldım.
eve döndüm
evi buldum.
vakit akşamdı.
birden bazı yerlerde ışıklar yandı
ayrıldım.
eve döndüm
evi buldum.
Kaçak Yaşama Yergisi, Turgut Uyar
Günlerden o gün alıp başımı evin yolunu şaşıracağım
Taze ekmeğim eski kanlarım benim ellerim şaşıracak
Ya da tek başına acıkacaksın sen tek başına gözlerin
Hiç umurumda değil ya şundan şundan şundan korkuyorum
Kim uydurdu bu haziranı bu temmuzları bu yaşamaları gizli kapaklı
Bu yulafları oğlakları bardakları bu bütün puştlukları bu şarkıları
Hiç umrumda değil yoksa yalnızlıklar, bozuk paralar, uzun boylu ayışıkları,
gelip gelip giden sarhoşluklar, sabahleyin yalnız
yatakta az az üşümek, hani insanın kendi kendini bulamadığı,
hatırlayamadığı saatler olur ya, işte onlar. Bir keresinde
böyle saatlerin birinde bir şarkı duymuştum da işimi gücümü
koyup sokak sokak bir kadın aramaya çıkmıştım.
Sonra bulamamıştım. Bir iğrenmiştim nedense, gidip bir köşede kusmuştum.
Aksamları eve hep arka sokaklardan dönüyorum
Pencerelere bakmıyorum dükkanların mostralarına bakmıyorum
Kadınların eteklerine bakmıyorum hiç
Sağıma soluma bir baksam biliyorum sapıtmak işten değil
Bir baksam ertesi gün kimbilir nerelerde olurum
Uzak şarkıları dinliyorum sıkı sıkı aşık oluyorum
İyi niyetle merhaba ağaçlar evler bildik bulutlar
Öğrenciler memur kişiler bana benzeyenler
Ben kaçmaya çabalıyorum hoşnut muyum
Siz kaçtığınız yerde hoşnut musunuz
Konuşup gülüşüyoruz umumhaneye nasıl gittiklerimizi
anlatıyoruz
Hiç yanıma yöreme bakmıyorum
İlle şeytan minarelerini düşünüyorum büyük pullu deniz dibi
balıklarını
Kadınlar adamlar şehri uğultularla dolduran namussuz kalabalık
Yorgun kalabalık iyi kalabalık alaycı düzenbaz kalabalık
Bir karışsam içlerine bir uysam biraz gülmesem
Ertesi gün kim bilir nasıl yaşarım
Bir çalıştığım oda var üç pencereli, bir arka yol, bir gökyüzü, göre
göre önce sevdiğim sonra alıştığım sonra ezberlediğim ar-
tık kurtulduğum ağır aksak gökyüzü, her gün her sabah bir
şu kadar kuşun, adamın, uçağın, yağmurun yunup arındığı
gökyüzü, bir de geceye karışmaya başlayan tek tük ışıklı, ama
nasıl sıcak ışıklı tanıdık evler, Zekeriya Bey'in evi, Süheyla
Doğrusöz'ün evi, Ali Özaçar'ın bakkal dükkanı, Temiziş Kolacısı Süleyman,
sonra kendi evim, yatağım, yorganım, çorbalar
Gidiyorum geliyorum dünyayı bu kadarcık belliyorum
Halbuki ben ne hinoğlu hinim aslında, iyice biliyorum, açlıklar,
inadına kanlar, çıngıraklar, dövüşken horozlar var, ormanlar-
da zaman zaman unuttuğumuz haydutlar, enginar tarlaları,
pamuk tarlaları, ırgatlar, sekiz yüz kadem derinliğinde kömür arayanlar,
zorlu aşklar, buğdaylar buğdaylar, ilaçlar ilaçlar
Halbuki biliyorum biliyorum ama ne ben yokum ne onlar eksik
Akşamları hep arka sokaklardan dönüyorum
Biraz bıkkın bir parça kırık korkunç umutsuz ve sakin
Eve geliyorum seni buluyorum bir seviniyorum bir kızıyorum
Sonra biliyorsun
Taze ekmeğim eski kanlarım benim ellerim şaşıracak
Ya da tek başına acıkacaksın sen tek başına gözlerin
Hiç umurumda değil ya şundan şundan şundan korkuyorum
Kim uydurdu bu haziranı bu temmuzları bu yaşamaları gizli kapaklı
Bu yulafları oğlakları bardakları bu bütün puştlukları bu şarkıları
Hiç umrumda değil yoksa yalnızlıklar, bozuk paralar, uzun boylu ayışıkları,
gelip gelip giden sarhoşluklar, sabahleyin yalnız
yatakta az az üşümek, hani insanın kendi kendini bulamadığı,
hatırlayamadığı saatler olur ya, işte onlar. Bir keresinde
böyle saatlerin birinde bir şarkı duymuştum da işimi gücümü
koyup sokak sokak bir kadın aramaya çıkmıştım.
Sonra bulamamıştım. Bir iğrenmiştim nedense, gidip bir köşede kusmuştum.
Aksamları eve hep arka sokaklardan dönüyorum
Pencerelere bakmıyorum dükkanların mostralarına bakmıyorum
Kadınların eteklerine bakmıyorum hiç
Sağıma soluma bir baksam biliyorum sapıtmak işten değil
Bir baksam ertesi gün kimbilir nerelerde olurum
Uzak şarkıları dinliyorum sıkı sıkı aşık oluyorum
İyi niyetle merhaba ağaçlar evler bildik bulutlar
Öğrenciler memur kişiler bana benzeyenler
Ben kaçmaya çabalıyorum hoşnut muyum
Siz kaçtığınız yerde hoşnut musunuz
Konuşup gülüşüyoruz umumhaneye nasıl gittiklerimizi
anlatıyoruz
Hiç yanıma yöreme bakmıyorum
İlle şeytan minarelerini düşünüyorum büyük pullu deniz dibi
balıklarını
Kadınlar adamlar şehri uğultularla dolduran namussuz kalabalık
Yorgun kalabalık iyi kalabalık alaycı düzenbaz kalabalık
Bir karışsam içlerine bir uysam biraz gülmesem
Ertesi gün kim bilir nasıl yaşarım
Bir çalıştığım oda var üç pencereli, bir arka yol, bir gökyüzü, göre
göre önce sevdiğim sonra alıştığım sonra ezberlediğim ar-
tık kurtulduğum ağır aksak gökyüzü, her gün her sabah bir
şu kadar kuşun, adamın, uçağın, yağmurun yunup arındığı
gökyüzü, bir de geceye karışmaya başlayan tek tük ışıklı, ama
nasıl sıcak ışıklı tanıdık evler, Zekeriya Bey'in evi, Süheyla
Doğrusöz'ün evi, Ali Özaçar'ın bakkal dükkanı, Temiziş Kolacısı Süleyman,
sonra kendi evim, yatağım, yorganım, çorbalar
Gidiyorum geliyorum dünyayı bu kadarcık belliyorum
Halbuki ben ne hinoğlu hinim aslında, iyice biliyorum, açlıklar,
inadına kanlar, çıngıraklar, dövüşken horozlar var, ormanlar-
da zaman zaman unuttuğumuz haydutlar, enginar tarlaları,
pamuk tarlaları, ırgatlar, sekiz yüz kadem derinliğinde kömür arayanlar,
zorlu aşklar, buğdaylar buğdaylar, ilaçlar ilaçlar
Halbuki biliyorum biliyorum ama ne ben yokum ne onlar eksik
Akşamları hep arka sokaklardan dönüyorum
Biraz bıkkın bir parça kırık korkunç umutsuz ve sakin
Eve geliyorum seni buluyorum bir seviniyorum bir kızıyorum
Sonra biliyorsun
Yeşil Badanada Kurtulmak, 4-5, Turgut Uyar
y e ş i l b a d a n a d a k u r t u l m a k
kapıyı açtım mutsuz değildim geldim
yorgun olmalıydım dövüşmüş olmalıydım
öyle değilim ama bırak öyle belliyeyim
önce oranı gördüm önce orandan öpeceğim
önce orandan başka yerden değil.
yolda beygirler için balya balya ot taşıyan kamyonlar gördüm.
bak sana renkli renkli camlar getirdim
bak sana akşam gazeteleri getirdim
yedi katlı evlerin balkonların şenliğini getirdim
o haylaz kalabalığın varagele yaşamasını
al sana ışıkların yakıldığı vakti getirdim.
t e r l i k s i z k a d ı n l a r k o r o s u
yaşamanın bu türlüsünü en güzel belledik,
çıplak topuklarımız üşümüş ya aldırmayın
bir ayna verin saçlarımıza bakalım,
çocuklarımızı kurdelelerle süsleyelim,
pembe yanaklarını kokulu sabunlarla ovalım,
oramı öp oramı biraz daha sevmeliyim artık
gel birlikte aradığımız şeyleri bulalım.
kapıyı açtım mutsuz değildim geldim
yorgun olmalıydım dövüşmüş olmalıydım
öyle değilim ama bırak öyle belliyeyim
önce oranı gördüm önce orandan öpeceğim
önce orandan başka yerden değil.
yolda beygirler için balya balya ot taşıyan kamyonlar gördüm.
bak sana renkli renkli camlar getirdim
bak sana akşam gazeteleri getirdim
yedi katlı evlerin balkonların şenliğini getirdim
o haylaz kalabalığın varagele yaşamasını
al sana ışıkların yakıldığı vakti getirdim.
t e r l i k s i z k a d ı n l a r k o r o s u
yaşamanın bu türlüsünü en güzel belledik,
çıplak topuklarımız üşümüş ya aldırmayın
bir ayna verin saçlarımıza bakalım,
çocuklarımızı kurdelelerle süsleyelim,
pembe yanaklarını kokulu sabunlarla ovalım,
oramı öp oramı biraz daha sevmeliyim artık
gel birlikte aradığımız şeyleri bulalım.
7 Eylül 2013 Cumartesi
Tren Sesi, Orhan Veli
Garibim
Ne bir güzel var
Avutacak gönlümü
Bu şehirde,
Ne de tanıdık bir çehre;
Bir tren sesi
Duymaya göreyim
İki gözüm iki çeşme.
1 Eylül 2013 Pazar
Gülerken Yüzün
Dem çeken bir güvercinin sesini
İçin için büyüyen çimenleri
Baharda lunaparkı, bayramyerini
Ve alışkanlıklar dışında her şeyi
Gülerken yüzün
Aşıyor geçmişin acılarını
Kendini yarına değiştiriyor
Gülerken yüzün
Sanki çarmıhını kırmışsın
Senin ve ardından geleceklerin
Aylası alnına düşmüş gecenin
Oturmuş ağlıyor kendisi
Bunu öyle candan öyle yürekten
Öyle bir tutkuyla istiyorum ki
Aklımda hep öyle kalmalısın
Gülten Akın
İçin için büyüyen çimenleri
Baharda lunaparkı, bayramyerini
Ve alışkanlıklar dışında her şeyi
Gülerken yüzün
Aşıyor geçmişin acılarını
Kendini yarına değiştiriyor
Gülerken yüzün
Sanki çarmıhını kırmışsın
Senin ve ardından geleceklerin
Aylası alnına düşmüş gecenin
Oturmuş ağlıyor kendisi
Bunu öyle candan öyle yürekten
Öyle bir tutkuyla istiyorum ki
Aklımda hep öyle kalmalısın
Gülten Akın
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)